12 Ağustos 2013 Pazartesi

The Dragon - Bölüm 1

ÖNSÖZ

Merhaba değerli takipçiler. Uzun zamandır paylaşım yapılmıyordu, hikayeler yazılmıyordu. Gelen istekler üzerine The Herobrine'nin devamı The Dragon yazılmaya başlandı. İlk bölümü sizlere sunuyorum. Sude Naz, Nam-ı Diğer Sequia04'e ulaşıyorum. En kısa zamanda onunla birlikte yazmaya başlayacağız. Blog'un sahibi ve yönetici Sercan, Nam-ı Diğer SirJoan'da The Dragon'un yazımında rol alacak. Hikayenin ne zaman geleceği belli olmayabilir, en iyisi siz abone olun bize otomatik olarak hikayenin yeni bölümü yazıldığında size ulaşsın. İyi saatler!


BÖLÜM 1 

Ashley fırından çıkardığı pastaya hayranlıkla bakmaktaydı. Pasta o kadar güzeldi ki kendisiyle gurur duyuyordu. Kendi düğün pastasını kendisi hazırlamıştı ve evleneceklerdi. Yaşam iksirini yaptığından beri daha Vetroit'i canlandırmamıştı. Tanışma yıldönümünde canlandırmak istiyordu. Ashley artık çok güçlenmişti, Vetroit sadece onu korumayacaktı artık. Kendisini koruyabilirdi. Çünkü yaşam iksiri yolculuğundan beri büyü potansiyeli çıkmıştı. Belki krallıktaki en iyi potansiyelli büyücüydü. Fakat basit şeyler dışında büyü hakkında hiçbir bilgisi yoktu. Vetroit'in beden olarak kullandığı yüzüğe baktı. Nişan yüzüğü olması, Vetroit'in ona evlenme teklifi edeceğinden emin olmasını sağlıyordu. Masa hazırdı, Ashley yüzüğü yere bıraktı. Yüzüğe dikkatlice baktı ve yüzüğü tekrar eline aldı. Yüzüğün üstündeki mor yakutu öptü ve yere koydu tekrar. Yüzüğün üstüne cebinden çıkardığı bir tüpün içindeki mor sıvıyı döktü. Yüzük birden parlamaya başladı. Gözleri kör edecek derecede parlayan yüzük kırmızılaşmıştı. Fakat küçük bir tarafı maviydi. Mavi kırmızıyı bastırmaya çalışıyordu sanki. Bir ses duydu, fakat hangi dilde olduğunu bilmiyordu ve ne söylendiği anlaşılmıyordu. Fakat çok gür ve güçlü bir sesti. Yüzüğü eline aldı, ve onu yavaşça öptü. Her gece öptüğü gibi tekrar öpmüştü. Kırmızı ışık birden yok oldu ve gözleri kamaştıran mavi bir ışık odayı aydınlattı. Kalp atışı gibiydi, ve sonra söndü. Birden karşısında bir silüet belirdi, silüet bulanıktı.

 Fakat Vetroit'in silüeti olduğunu anladı, silüet iyice belirgileştiğinde Vetroit gülümsedi. Oldukça sıcak bir gülümsemeydi. Ashley, Vetroit'e doğru kollarını açmıştı ve yanına yürümeye başlamıştı. Vetroit ise kollarını hızlıca açarak Ashley'e sıkıca sarıldı. Ve Ashley'in yanaklarından öptü. Daha sonra uzun uzun oturup hasret gidermeye başladılar. Ashley başından geçenleri anlattı. Büyü potansiyelinin nasıl ortaya çıktığını, Herobrine'nin izlerini Dünya'dan nasıl sildiklerini anlattı. Ashley eskisinden daha canlı, daha neşeliydi. Vetroit ise eskisinden daha yumuşak, daha sıcak kanlıydı. Vücudunda küçük kesikler, morluklar vardı. Fakat güçlü ve diriydi. Birlikte sıkıcı sohbetlerden uzaklaştılar, pastanın mum ışığında Vetroit ona evlenme teklifi etti. Romantik bir gecede evlendiler. Dünya artık temizdi, korkulacak birşey yoktu.

2 yorum: